Abdullah Hamza TURABİ

Turabi O'na hasret, Birgün vasıl olacak, Gönlümüzdeki niyet; Elbet Hakk'ı bulacak.

Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F. Kamu Yönetimi mezunu.  Arasıra nükseden hüzün ve heyecanları, yankılarını mısralarda buldu….

 

Yayla Balpınarı Gıda  Yönetim Kurulu Başkanı

Sosyal medya:

YAYLA BALPINARI GIDA

Gelenekten Geleceğe, 2 Asırlık Tecrübe...

Arı ürünleri, bal ve preparatları konusunda faaliyet gösteren Yayla Balpınarı Gıda, bir aile şirketidir. Ailenin bilinen ticari geçmişi, 1820’li yıllara kadar dayanmaktadır. İki asırdır temel gıda ve ihtiyaç maddelerinin şehirler arası ticaretini yapan aile, kuşaklar boyunca oluşturduğu tecrübe ve birikimini bugün modern üretim tesislerinde bir geleneğe dönüştürmenin onuruyla geleceğe yürümektedir.

     TUNA MAH. 5635 SOKAK
  NO:11/1 ÇAMDİBİ / BORNOVA 
       İZMİR / TÜRKİYE

Dünden Bugüne, Hep Daha İyiye...

1975 yılında Arı Ürünlerinden, Süzme ve Petekli Ballar, Arısütü, Polen ve Propolis olmak üzere ürün yelpazesini genişletmiştir. Türkiye’nin ufuk şehirlerinden İzmir’in Çamdibi Sanayi Bölgesi’nde 900 metrekare kapalı alana haiz işletmesi, profesyonel yöneticileri ve uzman teknik kadrosuyla faaliyetlerine devam etmektedir.

MİSYONUMUZ

Referansını, tüketicinin takdiri olarak kabul edip; tüketiciye olan saygısını, “Kalite Standardı ve Referansıyla…” anlayışında bulan sloganıyla Yayla Balpınarı, modern üretim tesislerinde sağlık, hijyen ve kaliteden taviz vermeden son teknolojilerle ürettiği en seçkin ürünlerini nihai müşterilerine kadar daima ekonomik fiyatlarla ulaştırmak niyeti ve gayreti içindedir.

 

2007 yılı itibariyle, ISO 9001 ve ISO 22000; Kalite Yönetim Sistemi ve Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi sertifikalarıyla kalitesini ve gıda güvenliğini tescil ettirmiştir. Yayla Balpınarı Gıda, hammadde temininden, nihai müşterileriyle buluştuğu market raflarına; hatta sofralardaki damak tadına kadar hep kaliteli ürünler sunmayı gaye ve prensip edinmiştir.

İşimizi sanatçı hassasiyetiyle yapıyoruz...

Balı, sanata verdiğimiz değer ve hassasiyet derecesinde bir emekle inceliyor, bir sanat eseri gibi halkımıza sunmaya özen gösteriyoruz. İşimizi severek yapıyoruz. İnsan sevdiği işi en iyi şekilde yapar değil mi? Özel balları bulup aldığımızda, hazine bulmuş gibi seviniyoruz. Toprak azizdir, değerlidir ama bir de onun içinden mücevher bulduğunuzu düşünün. İşte böyle balları topluyoruz. Balpınarı’nı böyle ürünlerden doldurmaya çalışıyoruz. Berceste mısralara imza atıyormuşuz gibi, bir şiir hassasiyetiyle işliyoruz balı.

MARKALARIMIZ

BALPINARI TARİHÇE

Balpınarı deyince ailemizden bahsetmemiz lazım, çünkü Balpınarı ailemizin markasıdır.  Abdülazizoğulları olarak aileye adını veren Abdülaziz Dedemiz, 1820’li yıllarda Kayseri, Erzincan arasında katırcılık yapan genç bir tüccar. Yazılı kayıtlarda bulunan ‘1820 Yılı’ bizim ticari milad kabul ettiğimiz yıl. Merhum Numan Dedemin anlattığı, şehirlerarası gıda ticareti yani “Katırcılık” hikayeleri ile büyüdük. Numan Dedem, 17 yaşında bir gençken, Milli Mücadele için herkes ve herşey seferber olmuştur. Ali (Abanoz) Dedem, ayaklarından rahatsız olduğu için, büyük oğlu Numan’ı katırlarıyla birlikte cephane taşımak için Kuvayı Milliye’ye göndermiş. Tam Polatlı’dan Ankara’ya cephaneler geri taşınmaya başlanmıştır ki Kemal Paşa (Atatürk) ile Türk Milleti’nin istikameti yeniden Batı’ya dönmüş; Yunan Ordusu bozguna uğratılmıştır. Numan Dedem de bir arkadaşıyla birlikte ordumuzun arkasından İzmir’in yolunu tutmuşlar. Önce Uşak’a, sonra Aydın’a, oradan Tire üzerinden 12 Eylül 1922’de İzmir’e gelmişler. Gelmişler ama Dedem gelirken geçtikleri Tire’yi; Tire’deki Balpınarı Yaylası’nı; suyundan içtikleri Balpınarı’nı unutmamış.
İşte, o yıllardan gelen Balpınarı hatırasını, unutmamak ve unutturmamak için “Dağlarından yağ, ovalarından bal akan” vatan mücadelesindeki acı yılların tatlı hatırasına ithafen, mücadele ve emeğin tatlı bir zaferi gibi Balpınarı’nı markamız yapmışız.

1970’lerden itibaren Balpınarı markasıyla ürünümüz paketlenerek satılmaya başlanıyor. 
Doğrudan çalıştığımız arıcılarımız ve mustahsiller vasıtasıyla, süzme çiçek balı, süzme çam balı, yayla balları, petekli ballar, polen, arısütü, propolis ve flora balları olarak tabir ettiğimiz Kestane Balı, Çörekotu Balı, Kekik-Keven Balı, Ihlamur Balı, Lavanta Balı, Meşe Balı, Narenciye Balı gibi monoflora ballarını ve Ege’ye mahsus flora ballarından Hayıt, Püren, Okaliptus ve Keçiboynuzu  ballarını topluyoruz. Toplanan ballar, harmanlanıp paketlenmeden önce bal saflık analizleri yapılıyor. Yapılan analizlerin sonucunda Türk Gıda Kodeksi, Bal Tebliği’ne uygun olan ballar, günümüzün standartlarına uygun olarak dolumu yapılıp satışa sunuluyor.

Üretim kısmı nasıl gerçekleştiriliyor?

Ege, İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz gibi farklı bölgelerdeki arıcılardan topladığımız süzme ballar tenekeler içinde işyerimize geliyor. İşletmemize gelen balların ön analizleri burada yapılıyor. Bal saflık analizleri ise ayrıntılı olarak Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma-Uygulama Merkezi’nde (ARGEFAR) gerçekleştiriliyor. Analizleri yapılıp Bal Tebliği’ne uygun olduğu tespit edilen ürünler, kalite yönetim sistemi çerçevesinde kontrollü olarak sırasıyla farklı üretim aşamalarından geçmekte. İşletmemizde önce donmuş yani kristalize olmuş çiçek balları sıcak oda olarak tabir ettiğimiz odaya alınıyor, orada düşük ısıda kontrollü olarak çözülüyor. Çözüldükten sonra organik, inorganik filtrelerinden geçerek pastörizasyon kazanına aktarılıyor. Pastörizasyon kazanında belirli bir ısıl işlem ile vakum yapılarak rutubeti bir miktar alındıktan sonra yeniden filtre edilerek dolum haznesine aktarılıyor. Dolumları yapılıp paketlenen ballarımız, mamül deposunda stoklanarak bayilere gönderilmek üzere hazır hale getirilmiş oluyor.

Ürün Çeşitliliğimiz

Halkımızın tüketim alışkanlıklarını göz önüne aldığımızda, bal deyince akla ilk gelen süzme çiçek balıdır. Bizim de üretimimizin yarıdan fazlasını bu ürün oluşturmaktadır. Sırasıyla Ege Bölgesi olarak üretim miktarı açısından dünya birincisi olduğumuz süzme çam balı ki dünya üretiminin %90’ı ülkemizin Ege Bölgesi’nde gerçekleştirilmektedir.
İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizden topladığımız petekli çiçek balı; tüketicilerin tercihine göre, Karakovan olarak tabir edilen doğal petekli ballarımız da mevcuttur. Ayrıca yörelerini ve bitki çeşitlerini baz alarak Doğu Anadolu bölgemizin Yayla Balı; Karadeniz’in Kestane Balı; Orta Anadolu’nun Kekik – Keven Balı ve Ege bölgemizin Hayıt Balı gibi coğrafyasına ve florasına göre paketlediğimiz ballarımız vardır.
Yine arı ürünlerinden olan polen, arısütü ve propolisi ayrı ayrı ve ballı macun karışımları şeklinde üretiyoruz.
Polen, arısütü ve propolisin birçok faydaları olmakla birlikte, özellikle propolisten bahsetmek istiyorum. Herhangi bir yan etkisi olmayan ve bağışıklık sistemini önemli ölçüde arttıran propolis, olağanüstü faydalarından dolayı tıp ve biyokimya bilim insanları tarafından çağımızın en mükemmel doğal ilacı kabul edilmektedir.

Neden Balpınarı?

Bizim, kuşaklar boyunca oluşturmuş olduğumuz, yılların verdiği bir bilgi birikimimiz var. Adeta balın içerisinde büyüdük diyebiliriz. Belki biraz iddialı olacak ama biz balı arıcıdan daha iyi biliriz. (Arıyı da onlar bizden iyi bilirler.) Çünkü farklı bölgelerin farklı balları var. Onu çoğu arıcı bilmez, herkes kendi bölgesindeki balın özelliklerini bilir ama biz Türkiye genelinde nerelerde hangi ballar var, özellikleri neler, kalitesi nasıl, bunları biliriz. Hiç kimse bilmediği işi iyi yapamaz değil mi?. Bizim işin esası da hammaddesi de baldır. Hiçbir zaman kötü malzemeden iyi bir ürün çıkmaz. O yüzden en iyi balları toplarız. Farklı yörelerimizin, çeşitli floralarından elde edilerek özel harman yapılan ballarımız, kalite yönetim sistemi çerçevesinde kontrollü olarak işlenerek gerekli bütün analizleri yapılıp; Türk Gıda Kodeksi, Bal Tebliği’ne uygun olduğu tespit edildikten sonra, son sistemlerle dolumu gerçekleştirilir ve Balpınarı markasıyla tüketicilerimizin beğenisine sunulur. Bizim önceliğimiz, mümkün olan en ekonomik fiyatlarla tabii, saf ve sağlıklı yani en kaliteli ürünleri sunarak müşterilerimizi memnun etmektir. Gerisi müşterilerin tercihine kalmıştır.

Turabi O’na hasret,
Birgün vasıl olacak,
Gönlümüzdeki niyet;
Elbet Hakk’ı bulacak.

Abdullah hamza turabi

 Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F. Kamu Yönetimi mezunu.  Arasıra nükseden hüzün ve heyecanları, yankılarını mısralarda buldu….

 Yayla Balpınarı Gıda Yönetim Kurulu Başkanı

YAYLA BALPINARI GIDA

Gelenekten Geleceğe, 2 Asırlık Tecrübe...

Arı ürünleri, bal ve preparatları konusunda faaliyet gösteren Yayla Balpınarı Gıda, bir aile şirketidir. Ailenin bilinen ticari geçmişi, 1820’li yıllara kadar dayanmaktadır. İki asırdır temel gıda ve ihtiyaç maddelerinin şehirler arası ticaretini yapan aile, kuşaklar boyunca oluşturduğu tecrübe ve birikimini bugün modern üretim tesislerinde bir geleneğe dönüştürmenin onuruyla geleceğe yürümektedir.

Dünden Bugüne, Hep Daha İyiye...

1975 yılında Arı Ürünlerinden, Süzme ve Petekli Ballar, Arısütü, Polen ve Propolis olmak üzere ürün yelpazesini genişletmiştir. Türkiye’nin ufuk şehirlerinden İzmir’in Çamdibi Sanayi Bölgesi’nde 900 metrekare kapalı alana haiz işletmesi, profesyonel yöneticileri ve uzman teknik kadrosuyla faaliyetlerine devam etmektedir.

MİSYONUMUZ

Referansını, tüketicinin takdiri olarak kabul edip; tüketiciye olan saygısını, “Kalite Standardı ve Referansıyla…” anlayışında bulan sloganıyla Yayla Balpınarı, modern üretim tesislerinde sağlık, hijyen ve kaliteden taviz vermeden son teknolojilerle ürettiği en seçkin ürünlerini nihai müşterilerine kadar daima ekonomik fiyatlarla ulaştırmak niyeti ve gayreti içindedir.

 

2007 yılı itibariyle, ISO 9001 ve ISO 22000; Kalite Yönetim Sistemi ve Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi sertifikalarıyla kalitesini ve gıda güvenliğini tescil ettirmiştir. Yayla Balpınarı Gıda, hammadde temininden, nihai müşterileriyle buluştuğu market raflarına; hatta sofralardaki damak tadına kadar hep kaliteli ürünler sunmayı gaye ve prensip edinmiştir.

İşimizi sanatçı hassasiyetiyle yapıyoruz…

Balı, sanata verdiğimiz değer ve hassasiyet derecesinde bir emekle inceliyor, bir sanat eseri gibi halkımıza sunmaya özen gösteriyoruz. İşimizi severek yapıyoruz. İnsan sevdiği işi en iyi şekilde yapar değil mi? Özel balları bulup aldığımızda, hazine bulmuş gibi seviniyoruz. Toprak azizdir, değerlidir ama bir de onun içinden mücevher bulduğunuzu düşünün. İşte böyle balları topluyoruz. Balpınarı’nı böyle ürünlerden doldurmaya çalışıyoruz. Berceste mısralara imza atıyormuşuz gibi, bir şiir hassasiyetiyle işliyoruz balı.

MARKALARIMIZ

BALPINARI TARİHÇE

Balpınarı deyince ailemizden bahsetmemiz lazım, çünkü Balpınarı ailemizin markasıdır.  Abdülazizoğulları olarak aileye adını veren Abdülaziz Dedemiz, 1820’li yıllarda Kayseri, Erzincan arasında katırcılık yapan genç bir tüccar. Yazılı kayıtlarda bulunan ‘1820 Yılı’ bizim ticari milad kabul ettiğimiz yıl. Merhum Numan Dedemin anlattığı, şehirlerarası gıda ticareti yani “Katırcılık” hikayeleri ile büyüdük. Numan Dedem, 17 yaşında bir gençken, Milli Mücadele için herkes ve herşey seferber olmuştur. Ali (Abanoz) Dedem, ayaklarından rahatsız olduğu için, büyük oğlu Numan’ı katırlarıyla birlikte cephane taşımak için Kuvayı Milliye’ye göndermiş. Tam Polatlı’dan Ankara’ya cephaneler geri taşınmaya başlanmıştır ki Kemal Paşa (Atatürk) ile Türk Milleti’nin istikameti yeniden Batı’ya dönmüş; Yunan Ordusu bozguna uğratılmıştır. Numan Dedem de bir arkadaşıyla birlikte ordumuzun arkasından İzmir’in yolunu tutmuşlar. Önce Uşak’a, sonra Aydın’a, oradan Tire üzerinden 12 Eylül 1922’de İzmir’e gelmişler. Gelmişler ama Dedem gelirken geçtikleri Tire’yi; Tire’deki Balpınarı Yaylası’nı; suyundan içtikleri Balpınarı’nı unutmamış.
İşte, o yıllardan gelen Balpınarı hatırasını, unutmamak ve unutturmamak için “Dağlarından yağ, ovalarından bal akan” vatan mücadelesindeki acı yılların tatlı hatırasına ithafen, mücadele ve emeğin tatlı bir zaferi gibi Balpınarı’nı markamız yapmışız.

1970’lerden itibaren Balpınarı markasıyla ürünümüz paketlenerek satılmaya başlanıyor. 
Doğrudan çalıştığımız arıcılarımız ve mustahsiller vasıtasıyla, süzme çiçek balı, süzme çam balı, yayla balları, petekli ballar, polen, arısütü, propolis ve flora balları olarak tabir ettiğimiz Kestane Balı, Çörekotu Balı, Kekik-Keven Balı, Ihlamur Balı, Lavanta Balı, Meşe Balı, Narenciye Balı gibi monoflora ballarını ve Ege’ye mahsus flora ballarından Hayıt, Püren, Okaliptus ve Keçiboynuzu  ballarını topluyoruz. Toplanan ballar, harmanlanıp paketlenmeden önce bal saflık analizleri yapılıyor. Yapılan analizlerin sonucunda Türk Gıda Kodeksi, Bal Tebliği’ne uygun olan ballar, günümüzün standartlarına uygun olarak dolumu yapılıp satışa sunuluyor.

Üretim kısmı nasıl gerçekleştiriliyor?

Ege, İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz gibi farklı bölgelerdeki arıcılardan topladığımız süzme ballar tenekeler içinde işyerimize geliyor. İşletmemize gelen balların ön analizleri burada yapılıyor. Bal saflık analizleri ise ayrıntılı olarak Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma-Uygulama Merkezi’nde (ARGEFAR) gerçekleştiriliyor. Analizleri yapılıp Bal Tebliği’ne uygun olduğu tespit edilen ürünler, kalite yönetim sistemi çerçevesinde kontrollü olarak sırasıyla farklı üretim aşamalarından geçmekte. İşletmemizde önce donmuş yani kristalize olmuş çiçek balları sıcak oda olarak tabir ettiğimiz odaya alınıyor, orada düşük ısıda kontrollü olarak çözülüyor. Çözüldükten sonra organik, inorganik filtrelerinden geçerek pastörizasyon kazanına aktarılıyor. Pastörizasyon kazanında belirli bir ısıl işlem ile vakum yapılarak rutubeti bir miktar alındıktan sonra yeniden filtre edilerek dolum haznesine aktarılıyor. Dolumları yapılıp paketlenen ballarımız, mamül deposunda stoklanarak bayilere gönderilmek üzere hazır hale getirilmiş oluyor.

Ürün Çeşitliliğimiz

Halkımızın tüketim alışkanlıklarını göz önüne aldığımızda, bal deyince akla ilk gelen süzme çiçek balıdır. Bizim de üretimimizin yarıdan fazlasını bu ürün oluşturmaktadır. Sırasıyla Ege Bölgesi olarak üretim miktarı açısından dünya birincisi olduğumuz süzme çam balı ki dünya üretiminin %90’ı ülkemizin Ege Bölgesi’nde gerçekleştirilmektedir.
İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizden topladığımız petekli çiçek balı; tüketicilerin tercihine göre, Karakovan olarak tabir edilen doğal petekli ballarımız da mevcuttur. Ayrıca yörelerini ve bitki çeşitlerini baz alarak Doğu Anadolu bölgemizin Yayla Balı; Karadeniz’in Kestane Balı; Orta Anadolu’nun Kekik – Keven Balı ve Ege bölgemizin Hayıt Balı gibi coğrafyasına ve florasına göre paketlediğimiz ballarımız vardır.
Yine arı ürünlerinden olan polen, arısütü ve propolisi ayrı ayrı ve ballı macun karışımları şeklinde üretiyoruz.
Polen, arısütü ve propolisin birçok faydaları olmakla birlikte, özellikle propolisten bahsetmek istiyorum. Herhangi bir yan etkisi olmayan ve bağışıklık sistemini önemli ölçüde arttıran propolis, olağanüstü faydalarından dolayı tıp ve biyokimya bilim insanları tarafından çağımızın en mükemmel doğal ilacı kabul edilmektedir.

Neden Balpınarı?

Bizim, kuşaklar boyunca oluşturmuş olduğumuz, yılların verdiği bir bilgi birikimimiz var. Adeta balın içerisinde büyüdük diyebiliriz. Belki biraz iddialı olacak ama biz balı arıcıdan daha iyi biliriz. (Arıyı da onlar bizden iyi bilirler.) Çünkü farklı bölgelerin farklı balları var. Onu çoğu arıcı bilmez, herkes kendi bölgesindeki balın özelliklerini bilir ama biz Türkiye genelinde nerelerde hangi ballar var, özellikleri neler, kalitesi nasıl, bunları biliriz. Hiç kimse bilmediği işi iyi yapamaz değil mi?. Bizim işin esası da hammaddesi de baldır. Hiçbir zaman kötü malzemeden iyi bir ürün çıkmaz. O yüzden en iyi balları toplarız. Farklı yörelerimizin, çeşitli floralarından elde edilerek özel harman yapılan ballarımız, kalite yönetim sistemi çerçevesinde kontrollü olarak işlenerek gerekli bütün analizleri yapılıp; Türk Gıda Kodeksi, Bal Tebliği’ne uygun olduğu tespit edildikten sonra, son sistemlerle dolumu gerçekleştirilir ve Balpınarı markasıyla tüketicilerimizin beğenisine sunulur. Bizim önceliğimiz, mümkün olan en ekonomik fiyatlarla tabii, saf ve sağlıklı yani en kaliteli ürünleri sunarak müşterilerimizi memnun etmektir. Gerisi müşterilerin tercihine kalmıştır.