KAYALAR
Kayalarda sükut; gönlümde ateş
Karanlık bastırsın, boşalsın mekan.
Gölge istiyorum haydi git güneş!
Kayadadır insaf, kayada iman…
Yuva oldu bana tüm kayalıklar
Sığınıp ağladım geceler boyu.
Durmadan uludu sefil canavar;
Yalnız o sedalar yırttı uykuyu.
Sedalar, zamanı hep bestelemiş
Bilmem, kalbim hangi ‘sus’ta duracak.
Gönlüm yıllardan bir gece elemiş;
İşte nefsim o gece kuduracak.
Karanlık yollara düşecek gölgem,
Mehtaba bakanlar beni görecek.
Ruhum eriyecek, donacak gövdem,
Devlere kayalar göğüs gerecek.
Sevgi arayacak sert kayalarda
Kıvrılıp uyuyan garip mazlumlar.
Toprak isteyecek mefta mezarda;
Kayalar inleyip doğacak kumlar.
Sayıklayacağım: Ah….. Turab!
İnleyecek kayalar, toprak diye.
Karışacak benim aşkıma mehtab;
Dönüş yine toprak; filan, bak diye! ..
O gece gökyüzü yaşlar dökecek
Koşacak serseri, ıslak gömlekle
Haykırıp kayadan taşlar sökecek;
Öpecek taşları: Kayalar bekle!
Uçurtma uçurduğum kayalıklar,
Hem sadık bir dost hem anadır bana.
Yalnız kayada şimdi bir aşık var
Karanlıkta rüzgar küfreder ona.
Eğer ben ölürsem aşkım uğruna,
Sarsın benliğimi, serin kayalar.
Tutunsun bir yıldızın kuyruğuna;
Yolculuğa çıksın derin kayalar.
En şirin afeti kayada gördüm
Gönlüme tercüman oldu kayalar!
Belki de herşeyi rüyada gördüm;
Gül gibi ansızın soldu kayalar! ..
(Mimarsinan / KAYSERİ, 11.08.1987)